"Kısa öykü, kökü 19. Yüzyıla, sanayileşme ve kentleşme, aynı zamanda modernleşme sürecindeki kapitalist topluma dayanan ve kent yaşamının hızına ayak uydurmak için daha da kısalan öykü türüdür. Adı konusunda henüz bir görüş birliği yok. Mini, nano, piko minimal, çekirdek, kısacık, küçürek, kıpkısa öykücük... gibi birçok isimle anılıyor.
Uzun öykü ile kısa öykü arasına, uzunluk bakımından (sayfa sayısı, sözcük sayısı... gibi) nasıl kesin bir sınır konamazsa, kısa öykü ile sözünü ettiğimiz tür arasında uzunluktan ibaret bir ayrım yapılamaz. Kısalık farklılıklardan yalnızca biri. Biçime ilişkin olanı.
Peki, nedir bu "ele avuca sığmaz" asi, yıkıcı öykü türü?
Belirtmek gerekir ki tanım sayısı, kullanılan isim sayısından çok daha fazla. Bu nedenle, galiba en kısa tanım şu olabilir: tanımı sadede gelmek. Kıpkısa öykü sadede gelmedir, az söyleyip çok şey anlatmaktır aynı zamanda. Kısaldıkça yoğunlaşan, derinleşen 'bir nokta atış'tır."
Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | 2012 |
Yazar | Ali Günay |
Sayfa Sayısı | 79 |
Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
Kapak | Karton |
Basım Yeri | Ankara |
Baskı Sayısı | 1 |
Ebatlar (YxG) | 14x20 cm |
Isbn No | 9786054623372 |