Derviş'i (Said-i Nursi) öldürdükten sonra, geriye her hangi bir şahit bırakmak istemiyordum. Peki, ineği ne yapacaktım? İneğe dikkatli bakınca duvarda asılı, turdan yapılma sepetteki iki tavukla horozu farkettim. O da ne?.. Fare de gelip karşımda durmuş, gözlerime bakıyor. Baltayı tutan elim neden kalkmıyor? Kaçıp gitmesi için fareye doğru bir adım attım, ama kaçmadı; şaşkın bir şekilde bakmayı sürdürdü. Ne kadar ağırdı bu balta! Havaya kaldırırken kolumun ağrıyıp adeta kırıldığını hissettim. O an, şimdi başucunda elimde ballta ile bir cellat gibi dikildiğim, beni ölümden kurtarmak için elbiselerini bile milislere veren Derviş'i hatırladım. Tam karşımda, duvarın dibinde eski yorgana sarınmış, bir bebek gibi saf ve masumca uyuyordu. Elinde baltasıyla karşımda duran milis ne kadar korkunçtu. Şiddetli bir ürpertiyle rüzgara yakalanmış söğüt dalı gibi titredim. Kanım damarlarımda kurudu. Buz gibi soğuk, utanç verici bir rüzgar damarlarımda dolaşarak vücudumu kasıp kavurdu. Olduğum yere yığıldım.
Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | 2009 |
Yazar | Metin Aktaş |
Sayfa Sayısı | 605 |
Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
Kapak | Karton |
Basım Yeri | İstanbul |
Baskı Sayısı | 1 |
Ebatlar (YxG) | 14x20 cm |
Isbn No | 9789756189207 |