"Roy'un kaleminde sözcükler birer silah haline geliyor; kitle hareketleri silahlarına dönüşüyor," diyor Naomi Klein, 1997'de Booker Ödülü'ne layık görülen "Küçük Şeylerin Tanrısı" adlı romanıyla tanıdığımız Arundhati Roy için.
Bu kitabında da Roy, Hindistan'dan başlayıp imparatorluk'un kalbi ABD'ye kadar uzanan gözlemleri ve saptamalarıyla, dünyayı yönetenlerin doymak bilmez hırsları ve muhalefetin küreselleşmesiyle ilgili görüşlerini sıralıyor ve Dünyanın Egemenleri'ne karşı bir bütün olarak kafa tutamasak da, onların elindeki sömürü çarkının parçalarıyla birer birer vuruşmamız gerektiğine dikkat çekiyor:
"Şirketlerin yönlendirdiği 'küreselleşme'nin içyüzünü kavradığımızda, Arjantin'in IMF tarafından tahrip edilişinin, Irak'ı tahrip etmekte olan aynı aygıtın bir parçası olduğunu görebiliriz. Her iki örnekte de esas olan, pazarlara zorla girme ve bu ülkeleri denetim altına alma çabasından başka bir şey değildir çünkü. Bunun için, Arjantin çek defteriyle, Irak da Cruise füzesiyle yerle bir edildi. Eğer çek defteri işe yaramıyorsa, hemen Cruise füzesi devreye sokulacaktır. Cehennemin bile, piyasanınkine benzeyen gazabı yoktur."