Necid çöllerinde geceleri serin bir rüzgâr eser. Yanıp kavrulmuş gönülleri ferahlatır. Kum taneleri ay ışığı altında savrulur soldan sağa, sağdan sola. Şekilden şekle girer çöl. Ve her şekil değiştirdiğinde Mecnun gelir akla. Hâlden hâle giren Mecnun...
Ve çöl ortasında bir harabe... Gelip geçen her kervan, bu harabeden bahseder Mecnun yurdu diye. Hatıra gelince Mecnun, hikâyesi başlar. Ve her hikâyenin sonunda tazelenir acılar.