Türk milleti, tarihi boyunca büyük komutanlar, hükümdarlar ve liderler yetiştirmiş bir millettir.
Kuşku yok ki bu kahramanlar zincirinin son halkası, düştüğü yerde yok olması beklenen, düşmanlarının çeşitli saldırıları karşısında bunalan ve bitişine kesin gözüyle bakılan Türk milletinin başına geçip onu Kurtuluş'a götüren Mustafa Kemal Atatürk'tür. Ordu yorgun, millet yoksul ve kimi yöneticileri ihanet içinde iken, "Kurtuluş mecburidirve mümkündür" diyen Mustafa Kemal'in katıldığı savaşalar, kazandığı zaferler bu çalışmanın asıl konusudur. Fakat onu büyük kılanın yalnızca askeri dehası olmaması, askeri dehasını kuvvetlendiren bir siyasi ve diplomatik zekaya da sahip bulunması, o zaferlerin peşinden gelen barış çalışmalarını da ele almamızı gerektirdi. Türk yurduna saldıranları perişan eden büyük bir asker, o zaferleri ustalıkla diplomatik başarıya çeviren bir diplomatik, başarıya çeviren bir diplomat, milletini ayağa kaldıran bir devlet adamı olarak Mustafa Kemal'in bu başarıları hangi koşullarla kuşatılmışken gerçekleştirdiği de çalışmamızın kapsamıda ortaya konulmuştur.