“Eski püskü elbiselerini çıkartsak, etli kalın dudakları, iri gözleri, eti, dişi bir sertlikte coşuyor. Bütün yoksulluğun kökünü kazıyan bir koşuşturma, masalarda fır dönmesi, gözü dönmüş gibi koşarak çalışması, nefes nefese para üstü alıp vermesi, herhalde dünyanın bütün ülkelerinde güzeldir. Ama, bu her zabıtayla karşılaşmasında ‘ağlaması’ korkunç, katil bir adam yapıyor beni. Oysa, sokağın kafatasına, yaka paça, vura vura çalışan bu kadınların ekmeğini nasıl olsa taştan çıkartırım diyen kör inançlarında tatlı ve sonsuz bir şehvet gizli, işte bu halkın derinindeki bu güce âşığım...”
Nihat Genç, bu sefer daha sakin, onu en fazla coşturan şeyi yapıyor: İnsanların, gerçek insanların hikâyelerini anlatıyor. Küçük insanları kahraman gören bir görüşle... Yokluktan yoksulluktan, çirkinlikten, hoyratlıktan, kötülükten bir acayip “iyi” enerji üreterek... Hayata tutunma yorgunluğunu, varolma hüznünün verdiği tuhaf azmi, boşvermişliğin coşkusunu, sessiz sedasızlığın kendine has gevezeliğini anlatıyor. Onun yazarlığındaki marifet, bu saklı cevherleri, bu olağan mucizeleri bulup çıkartabilmek değil mi zaten? Nihat Genç, bu kitapla, en iyi yaptığı işi yapıyor...
Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | Haziran 2004 (1.Baskı Nisan 2001, İstanbul) |
Yazar | Nihat Genç |
Sayfa Sayısı | 228 |
Kağıt | 3. Hamur Kağıt |
Kapak | Ciltsiz |
Basım Yeri | İstanbul |
Baskı Sayısı | 3 |
Ebatlar (YxG) | 13x19.5 cm |
Isbn No | 9789754708929 |