Vaktiyle işsiz güçsüz bir Keloğlan varmış. Haylaz mı haylaz, yaramaz mı yaramazmış. Anası Mersin'e git dese, o tersine gidermiş. Birisi bayram haftası dese, o ambar tahtası diye tuttururmuş.
Keloğlan'ın anası da anaymış hani... Malı mülkü yokmuş ama ne eder, ne yapar, oğlunun tabağını çorbasız bırakmazmış. Geçimini çorap örerek sağlamaya çalışırmış. Öyle çoraplar örermiş ki görenlerin ağızları açık kalırmış. Renk Keloğlan'ın, desen Keloğlan'ın, çiçek Keloğlan'ın, nakışlı, gülen bakışlı...