Şüphe yok ki evrensel olana ulaşmanın yolu, yerel olanı samimi, sahici ve derinlikli kavramaktan geçiyor. Bu doğruya her zaman inandım. Mehmet Kum'un öykülerini okuduğumda ilk aklıma gelen de bu ilke oldu... Öykülerdeki derin hissediş ve insanın acısını, sevincini, öfkesini, kederini kavrayıştaki ölçü, bu öykülerin, şiir tadında ve Iğdır yaylası serinliğinde akmasını sağlıyor.
Daha çok yaşanmışlıklardan ve çevresindeki insanların var oluşundan çıkan komik ve yaralı öyküler...
1950'li yıllardaki Köy Edebiyatçıları Kuşağı'nın sıklıkla kullandığı fakat artık pek de râğbet edilmeyen, yerel dil kullanımının, öyküde ne denli yaratıcı olabileceğinin kanıtı gibi...
Kendisi de tıp doktoru olan Mehmet Kum'un öyküleri , bana, Türkçe'mizde pek de yaygın olamayan bir öykücü; Mihail Bulgakov'un "Genç Bir Doktor'un Anıları" kitabını anımsattı. O öykülerde, Rusya'da yaşayan insanların acı, sevinç ve kederleri bir doktorun gözünden ve sıradışı bir biçimde anlatılıyordu. Dr. Mehmet Kum'un elinizdeki öyküleri; sizleri farklı, bilmediğiniz bir masal dünyasında gezintiye çıkaracak denli masalsı, düşler kurduracak kadar şiirsel öykülerden oluşuyor.
Ve gökten düşecek üç elmadan biri artık sizindir, çünkü elinizdeki kitabın anlamı biraz da budur.
Tuğrul Keskin-4 Ağustos 2015, BalçovaDr. Mehmet Kum, gözlem gücü gelişkin bir öykücü. Yaşamın içinden kesitler sunuyor okuruna. Vurucu. Sarsıcı. Hepsi de bir solukta okunabilen, yüzleşmeye çağrı barındıran öyküler.
E.Bülent Yardımcı Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | 2015 |
Yazar | Mehmet Kum |
Sayfa Sayısı | 112 |
Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
Kapak | Karton |
Basım Yeri | İstanbul |
Baskı Sayısı | 1 |
Ebatlar (YxG) | 14x20 cm |
Isbn No | 9786051750064 |