Edebiyatımızdaki asıl yerini yazı hayatının ikinci devresinde yazıldığı hikayeleri ile elde edilen Ahmet Hikmet Müftüoğlu, önceleri Servet-i Fünûn topluluğu içinde yer almış, daha sonra millî edebiyat akımı etkisindeki yazılar yazmaya başlamıştır. Yerli konuları millî bir dille, sade bir üslüpla kaleme almıştır.
İkdam ve Servet-i Fünûn dergilerinde yazdığı düz yazılarda iyi bir tesir uyandırmak, gönülleri heyacanlandırmak için mübalağalı bir dil ve üslüp kullanan Ahmet Hikmet, ağır ve anlaşılması güç Servet-i Fünûn dilini işlediğini ve hayal ürünü konuları ele aldığını bizzat kendisi ifade eder. II.Meşrutiyet'ten sonra zamanın modasına uyarak o da millî edebiyat akımı doğrultusunda hareket eder. Millî duyguları güçlü bir sanatçı olan Ahmet Hikmet, 1908'den sonra başlayan Türkçülük hareketinin kurucuları arasında yer almıştır. Türk Ocağı gibi oluşumların kuruluşunda görev almıştır.