Dürüstlüğün gücü; bize kendini hiç görmediğimiz insanlarda dahası var düşmanda bile sevdirtecek kadar büyükse dost olabileceğimiz kimselerde erdem ve iyilik sezdiğimiz zaman ruhlarımızın eyleme geçmesine niçin şaşmalı? Gerçi bu sevgi, görülen iyilikle, sezilen ilgiyle ve bunlara eklenen alışkanlıkla güçlenir sonunda ruhun ilk kımıldanışı ve yakınlaşması bunlarla birleşince, insanda büyük ve hayran olunacak bir sevgi alevlenir. Dostluğun güçsüzlükten, herkesin kendisinde olmayan şeyleri bir başkasından elde etmek isteğinden doğduğunu söyleyenler, dostluğu gereksinim ve zorunluktan doğmuş saymakla, ona çok aşağı ve hiç de soylu olmayan bir doğuş vermiş olurlar. Bu böyle olsaydı kendisini en güçsüz duyan kimsenin dostluğa en uygun olması gerekirdi. Oysa ki durum bambaşkadır. Bir insanın kendisine güveni ne denli tamsa, hiçbir şeye gereksinmeyecek, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak denli erdem ve bilgelikle donanmışsa, o denli dost edinmek ve dostunun yakınlığını kazanmakta kendisini gösterir.