"Bir trenin düdük çala çala geçtiğini duyunca ne yaparsınız?
Tekerlerin demiryoluna çarpa çarpa çıkardığı sesi dinlemek için,elinizdeki işi bırakıp kulak kesilmez misiniz?
Doğrusu ben dinlemeden edemem. Hatta başımı kaldırır, sesin geldiği yanda bir aralık ya da pencere varsa, treni görmeye de çalışırım.
Ne güzeldir trenler!
Ne güzeldir trenlerin süzülüp gidişi"
Kendi çocukluğunun serüvenlerini okurlarıyla paylaşmayı amaçlayan yazar, kitapta lokomotif sürücüsü olan babasıyla ilgili anılarını anlatıyor. Kendi çocukluğunda yaşadığı ilginç anıları - soba deliğine yuva yapan serçe, sigara içen çekirge, köpeği Fındık- babasının çevresinde gelişen olaylarla birlikte anlatıyor.