Sizlere "şantiyecilik"ten söz edeceğim. Böyle bir şeyin var ve de eğitiminin gerekli olduğu varsayımı ile tabii. Önce sözcüğümüzün anası Fransız kökenli şantiye nedir, ona bir bakalım. Mimar Ercümend Bigat, Yapı İşletmesi isimli kitabında şantiyeyi şöyle tanımlıyor "Ana işletmenin yüklendiği her şekil yapıyı ya da kısımlarını anlaşma şartnamelerine ve garanti edilmiş fiyatlara göre üreten; tamir ya da tadili istenen işleri kendine verilen proje ve program esasları dahilinde yürütüp idare eden; yapıyı fennin, estetiğin, ahlakın istediği esaslar çevresinde bitirip, ana işletmeye para kazandıran; işverenle ana işletmeyi ihtilâfa, anlaşmazlığa götürmemeye çalışan bir örgüttür." Bu tarifin genişliği ve biraz da karmaşıklığı aklınızı karıştırmasın. Feyzi Akkaya'nınki daha kısa, daha pratik: "Yapılacak işin, kâfi emniyetle zamanında, şartnamesi isteklerine uygun olarak yapılmasını ve bitirilmesini sağlamak için kurulan tezgâha 'şantiye' derler."