Masadaki kamış ve kâğıtların, mürekkep ve divitlerin, sehpadaki küllüğün, mutfaktaki tek kapılı eski buzdolabının kendisine ait olmadığını, nesnelerin de kendi başlarına var olduğunu, bu yüzden hiç olduğunu düşünüyor, bu yüzden evlenmek istemiyor, ev veya araba almak, hukuk bürosu açmak, kâğıda küreğe boğulmak, markalı giysiler giyinmek, ayakkabılar takınmak saçma geliyordu. Saçmaya kafa yoran hiççi yazarları bu yüzden seviyordu. Onlara yakınlaştıkça nesnelerden uzaklaşıyor, uzaklaştıkça dokunmanın ağırlığını yükleniyor, böylece kabuğunu döktüğünü, özden ibaret kaldığını, gerçekten var olduğunu, varlığın yokluktan geçtiğini fark ediyordu.
Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | 2012 |
Yazar | Sadık Yalsızuçanlar |
Sayfa Sayısı | 198 |
Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
Kapak | Karton |
Basım Yeri | İstanbul |
Baskı Sayısı | 5 |
Ebatlar (YxG) | 14x22 cm |
Isbn No | 9786051142654 |