Önemli olan amaçtır, beyefendi. Almanyada kalabilmek uğruna yetmişlik ninelerle nikah masasına oturan yirmilik delikanlıları çok gördük biz...
Ergün tepeciğin öykülerinde acı gerçeğin üstü gülmece unsurlarıyla örtülüyor. Örneğin, Koynumdaki Bürokrat öyküsünde; Alman pasaportu almak isteyen Çakal ailesine, bir Alman bürokratın gece yarısı baskınıyla, dil ve bilgi sınavları alışılmadık yöntemlerle uygulanır. "Nesli Tükenen Kuş Yuvaları" öyküsü; evsiz kalan bir işçi ailesinin şark kurnazlığıyla diktiği gecekondunun yıkımına engel olmak için dama otturduğu topal leylekle, Alman bürokrasisine meydan okumasını dile getiriyor. "Karabasan" ise; elli yıldır Türkiye'ye dönemeyen göçmen işçilerin, ölüm sonrası göç olgusunu ironik bir anlatımla ele almaktadır.
Yergisel bir tarzda işlenen öyküler, okuyucuyu hem güldürüyor, hem de düşündürüyor. Aslında yazar, çoğunluk sorununun var olduğu bir göçmen ülkesinde, azınlıktaki insanların içine düştüğü onulmazlığı kendine özgün bir dille okuyucuya aktarıyor.