"Türk Sokağındaki Ev"deki yedi öykü Dashiel Hammett'ı (1894-1961) çağdaş dedektif romanının babası olmaktan da öte, 20. yüzyıl Amerikan yazınında büyük etkiler bırakan, çağının Amerika'sının bir kesiminin özenli bir tanığı olan büyük bir yazar olarak çıkarıyor önümüze. Hammett'in Can Yayınları'ndan çıkan "Sırça Anahtar"ı, içki yasağının getirdiği yozlaşmayla birlikte adi suçluların örgütlenip mafyalaştıkları 1920'ler ABD'sini betimleyen önemli bir yapıttı. Efsanevi polisiye dergisi "Kara Maske"de yetmiş yıl önce yayımlanan bu öyküler, aynı dönemi Hammett'in unutulmaz kahramanlarından birinin -Kontinental Dedektif Acentasının orta yaşlı, tombul, adsız bir çalışanının- görmüş geçirmiş, ödünsüz ve acımasız gözlerinden sunuyor. Özyaşam deneyiminin süzgecinden geçen bu bakış, Hammett'ı, çağdaşları Hemingway ve Fitzgerald'ın varlıklı ve bunalımlı kesimlerini anlattıkları iki savaş arası Amerika'sının öteki yüzünün -kabadayıların, hırsızların, katillerin, dolandırıcıların, hayat kadınlarının- değerli bir tanığı yapıyor.