Hakikat'in 'hatırı'ndan söz etmek, düşüncenin mahremine girmektir. Mahreme girmeli mi?
Düşünce, kendi hatırından başkasını gözetmezse de bu, çoğu kere düşünenlerin düşünmekten düştükleri güçsüzlüğe bağlanmıştır. Düşünen kişi, bir nedenle düşmüş kişidir. O artık mahremini düşmekle, düşünmekle ahbaba da ağyara da açmıştır. Oysa belki en çok saklamak isteyendi o. Bu, şu demeye de bir yol açar: Düşünen, mahremini ağyara gizleyecek düşünme biçimini bulmalıdır. Bu sayede belki düşüncenin mahremine girilebilse bile düşüneninkine girilemez, o istemedikçe. Ahbaplar içinse hukuk daha başkadır.