Neredeyse her güne küçük ve yeni umutlarla başlıyor, ama günün içinde ya da sonunda intihar eğilimi kazanıyordum. Ya da zaten sahip olduğum bir şey tekrar gözümün önünde beliriyordu. Korkuyordum. Dünyanın en cesur korkağıydım. Korkumla savaşıyordum. Korkumu yeniyordum, ama sevinemiyordum da.
Sonunu göremediğim bir yolda yürüdüğümü çok önceleri fark etmiştim. Belki de sonu olmayan bir yolda. Yürümemi sağlayan şey amaçlarımdı. Ve sahip olduğum amaçların değersizliği ve ulaşılabilirliği beni kötü hissettiriyordu. Hayatta kalmamı sağlıyorlar, fakat hayatı tatmamı bir şekilde engelliyorlardı.
Nasıl oldu bilmiyorum, ama o gün, odamın bir köşesinde oturup, hiçbir şey yapmadan kafamdan bu düşünceleri geçirirken, fark etmeden Neşe'yi unuttum. Sanki içimde yıllardır duran ve ruhumu emen o yaratık, kendiliğinden yok olmuştu. O günden sonra da bir daha ona yazmadım. Yazdığım son mektubuysa hiçbir zaman atmadım.
Detay Bilgileri |
Dil | Türkçe |
Basım Tarihi | 2012 |
Yazar | Mert Durmazer |
Sayfa Sayısı | 146 |
Kağıt | 2. Hamur Kağıt |
Kapak | Karton |
Basım Yeri | Ankara |
Baskı Sayısı | 1 |
Ebatlar (YxG) | 14x20 cm |
Isbn No | 9786055858933 |