Osmanlı'dan Cumhuriyet'e çok sayıda sosyal, kültürel, psikolojik miras kaldı ve Cumhuriyet bu mirası iyisiyle kötüsüyle uzun süre içselleştirmeye çalışmakla birlikte, felsefesine ve siyasetine uymayan kimi şeyleri de çeşitli yöntemlerle aşmaya çalıştı.
Çetecilik de Cumhuriyet ilan edildikten sonra oldukça uzun yıllar Anadolu'nun ve Karadeniz'in sarp ve ulaşılması zor dağlarında devam etti.
Çetelerin Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri özveri ve düşman hatlarında ortaya koydukları başarı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında bu gruplara karşı mücadeleyi zorlaştırdı. Ancak grupların dağlardaki ve hatta kimi zaman kasaba ve şehir merkezlerindeki eylemlerinden kaynaklanan tacizler, o dönemin güvenlik güçlerini harekete geçirdi ve daha önce müsamahayla bakılan çetecilik hareketlerine sonvermek için bir mücadele süreci başladı.
Üsteğmen M.Hilmi tam da bu yıllarda Güneydoğu'daki isyanlarda başarılı olmuş ve İstiklal Madalyası almıştı. Güneydoğu'daki tecrübesini gözönüne alan üstleri onu Karadeniz bölgesindeki çetelerle mücadele etmesi için görevlendirdi.
Kitapta; Üsteğmen M.Hilmi Oker'in Güneydoğu'daki isyancılarla ve Karadeniz bölgesindeki çetelerle yaptığı mücadele anlatılırken, Türkiye tarihinin çok da bilinmeyen bir dönemine dair ilginç bilgiler ortaya çıkıyor.