Annem babam düğünlere gitmezler. Ancak, çok yakın akrabalarımızın ve bir de babamın, annemin arkadaşlarının düğünlerine giderler. Düğün gününü unutmamak için, düğün çağrısını televizyonun üzerine koyarlar ki, her zaman gözlerinin önünde bulunsun diye. Eh artık, anneannem o çağrı zarfını her gün açar, her gün okur. Kim kiminle evleniyormuş, nerede evleniyormuş, düğün saat kaçtaymış. Düğüne iki gün kalınca da, konuşmaya başlar: - Aman Hikmet, senin ne işin var düğünde? Düğüne gençler giderler. Sen otur köşende. Oraya gidip de kafanı mı şişireceksin?..