Bugüne kadar birçok gezi rehberi kitap ya da kitapçık yayımlandı. Bu tür eserlerin en büyük zaafının muhteva eksikliği olduğu gözlenmektedir. Bu eseri hazırlarken de salt bir tarihi ve kültürel eserler envanteri yada bir gezi güncesi tarzındaki sunumdan özenle kaçınılmış, teorik bilgi ile yaşanmış olan harmanlanmaya çalışılmıştır. Anadolu'ya yaptığım seyahatler neticesinde birçok doğal güzelliği, mimari şaheseri, iftihar edeceğimiz kültür unsurlarını görme, kendimce keşfetme talihine erdim. Keşiflerimin en değerlisi sizi de şaşırtacak. Bu Anadolu insanı idi. Birkaç hatıramı paylaşayım. Gençtik. Sırt çantalarımızdaki otuzar kiloluk yüke aldırmadan saatlerce yürüyerek Tirevit yaylasından Palovit yaylasına ulaşmıştık. Çadırımızı kurup istirahate hazırlanıyorduk ki, bir delikanlı gelip çaya davet etti. Yorgunluğumuza ilaç gibi gelecek düşüncesi ile vardığımız derme çatma yayla evinin tek göz odasında bir tepsi "mıhlama" bizi bekliyordu...
