İngiliz edebiyatının iki büyük yazarı bir kitapta buluşuyor. G. K. Chesterton, hayranlık duyduğu Charles Dickens'ı anlatıyor.... Klasik 19. Yüzyıl edebiyatı, Tanrı yazarlığın cenneti demekti; hem yazınsal anlamda, hem de yazarların gördüğü itibar bakımından... Dickens öyle büyük bir ilgi görüyordu ki, romanlarını haftalık fasiküller halinde yayınlıyor, bu fasikülleri elde edebilmek için okurlar birbiriyle yarışıyor, gazete bayileri önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlardı. Chesterton'a göre Dickens, İngiliz ruhunun en görkemli yazarıydı. Onda öyle büyük bir deha vardı ki, yarattığı kahramanlar, tüm ilginçliklerine rağmen onun yazar olarak kendi ilginçliğinin gölgesinde kalıyorlardı. Ve onun en büyük avantajı, kendi çocukluğunda tanıklık ettiği sefil sınıflardı... Çektiği acılara Oliver Twist, Pickwick gibi romanlarında yer vermiş, ezilip hor görüldüğü yıllarda tanıdığı insanları sonradan büyük roman karakterleri olarak ölümsüzleştirmişti. Chesterton'ın Dickens incelemesi, tüm İngiliz referanslarına karşın, literatürde efsanevi bir yer edinmiştir. Yazarının ve konusunun büyüklüğü, onu okumayı zorunlu kılmaktadır.