Adını sen koy, sıladan gurbete bir dadaşın hikâyesi gibi gözükse de gerçekte hepimizin yol hikâyesidir. Kitap başlangıcında yürek atışlarının adım adım kaybettiğimiz değerlere doğru Anadolu kokulu bir yola düştüğümüz ile başlıyor. Sade, samimi ve taze bir kalem. Hayat zaten bir gel-git değil midir? Bu geliş ve gidişlerde gıdamız ya dumansız ağıttır ya da aşkın ümidi ile sarıldığımız vuslattır. Hayat hasret dolu bir muamma.
Her gelen gidene ağıt yaktı kendince aşkı ağlattığını sandı. Her giden bir gelişe kurban olduğunun farkında olmadan delimen hülyalara takıldı. Aşk bu başı da hasret, sonu da. Hasretten vuslata derin bir hikâye. Dadaş Yener'in yüreğini kalemin ucundan akıttığı bu kitapta yitik yürek vatanımızı bulmak ümidi ile. Zaten bunca acı ve çileye rağmen bu ümit değil midir bizi ayakta tutan. -Sinan Yağmur, Aşkın Gözyaşları yazarı-
İtiraf etmeliyim ki ben bu kadarını beklemiyordum; tebrik ederim dostum, yolun açık olsun. -Dünya En Akıllı İnsanı, Erdal Demirkıran-