Hangi ağacın dalından düşmüş sarı yaprağım, hangi rüzgâr uçurdu beni buralara? Bu kaldırımlar kimin, bu insanlar nereye koşuyor böyle? Ve bu hava; kış mıdır yaz mıdır belli değil.
Van'ın dağında bir çobanım ben, ne okumam var ne yazmam; ne rahat yatak çeker canım, ne de masada yemek yerim. Karadenizli yaşlı bir balıkçıyım; balığın bol olduğu zamanlardan kalma hikâyelerim var, kasalarca lüferim, kovalar dolusu istavritim, mezgitim var. İstanbullu bir börekçiyim, yıllar önce gelmişim Amasya'dan. Sabahın köründe kalkar bir köşe başı tutarım, bellidir müşterilerim; iki fazla, üç eksik...
Sizin hikâyenizden farkı yoktur hikâyemin, yaşadığınız farksızdır yaşadıklarımdan.