Laik eğitim sisteminde en belirgin istisnayı temsil eden imam hatip okulları bugün hayli tartışmalı bir konumda bulunuyor. Her ne kadar bu okullardaki öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının yüzde 8'ini oluşturuyor olsa da, çok sayıda meclis üyesinin imam hatip mezunu oluşu, son yıllarda milli eğitim, adalet ve içişleri bakanlıklarında imam hatip mezunlarının önemli mevkilere gelişi bu okulları Türkiye'de İslamcılık, laiklik ve modernite tartışmalarının odağına yerleştiriyor. Okullar, özellikle Türkiye'nin laik ve muhafazakâr dindar olarak nitelendirilen kesimleri arasında görüş ayrılıkları yarattı. Laik kesimin çoğunluğu, imam hatip mezunlarının ancak yüzde 15'i din görevlisi olduğundan, bu okulların din görevlisi eğitme amacından, cumhuriyetin temel ilkelerini çiğnemeye çalışan, tek tip bireyler yetiştirme amacına savrulduğuna inanıyor. Öte yandan, birçok muhafazakâr dindar ise, imam hatip okullarını, öğrencilerin eğitimlerine devam ederken İslami kaideleri de öğrenebildikleri kurumlar olarak destekliyorlar. Bu kitap, imam hatip okullarının genel olarak Türkiye'deki İslami hareketi destekleyen, özellikle de iktidardaki partinin gücünü ve yeni koşullara uyum sağlama yeteneğini şekillendiren, kilit kurumlardan biri olduğunu öne sürüyor. Doktora tezi olarak ele alınan bu çalışma imam hatip okullarının işleyişinden, öğrencilerinin gündelik yasayışlarına ve mezunlarının siyasi fikirlerine kadar uzanan ayrıntılı bilgi ve görüşler içeriyor.