"Gelinen noktada Türkiye bir dönemece girmiş olup; Türkiye'nin temel, ana, kurucu ve kapsayıcı kimliği olan 'Türk' diğer alt kimliklerle eşitlenmeye çalışılmakta, herhangi bir etnik kimlik gibi gösterilmekte ve hatta anayasadan silinmek istenmektedir... Etnik grup olarak Türkler/Türkmenler, Türkiye devletinin oluşumunda en büyük emeği harcamış, sürece önderlik etmiş ve nûfussal açıdan çoğunluğu teşkil eden topluluk oldukları için devlete ve ulusa adlarını vermişlerdir. Dünyanın her yerindeki ulus devletler de devleti kuran ana grubun adıyla anılırlar ve bunda eşyanın tabiatına aykırı bir şey yoktur... 'Osmanlı İslam Milleti'nin kavramsal devamı olan 'Türk Milleti/Türk Ulusu', Türkmen'i, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Boşnak'/, Arnavut'u, Sünni'si, Alevi'siyle Trakya ve Anadolu'daki Müslüman halkın tümünü kapsamına almakta; alt kimlikleri ortak kültür etrafında birleştiren bir tür çatı niteliği taşımaktadır. Onun için etnik Türklerin/Türkmenlerin yanı sıra Laz'ından Kürt'üne, Abaza'sından Arap'ma kadar kimi ararsak bulabileceğimiz Fatih Sultan Mehmed'in ordusuna da, yine aynı unsurların ve aynı ülkünün bir araya getirdiği Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuna da 'Türk Ordusu' diyoruz..." Türk tarihi ve Türk kimliği üzerine derinlikli çalışmaları bulunan araştırmacı-yazar Nami Cem lyigün, bu yeni eserinde ülkemizin birinci gündem maddesini teşkil eden kimlik tartışmalarına eğiliyor ve Türk üst/ulusal kimliğinin Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini kapsayan bin yıllık tarih perspektifi içindeki gelişim sürecini mercek altına alıyor.