Şiir bir sanattır. Hakkı verilirse felsefenin önüne geçer. Yeni bir felsefe dahi yaratabilir. Osmanlı dili, karışık bir dildir, belli kurallara sokmadan onunla ne şiir yazabilirsiniz, nede felsefe öğretebilirsiniz. Ama günümüz iktidarının başı "Osmanlıcayı bilmezseniz felsefe öğrenemezsiniz" buyurdu. Osmanlıcayla ben ilkokula başladığım 1930'lu yıllarda tanıştım. Üst sınıflarda okutulan Hendese dersinde bir müsellesin taban ölçüsünü anlamak çok zordu. Tanımlama şöyleydi:
"Bir müsellesin meshai sathiyesi, kaidesi irtifasının hasılı zarbının nısfına müsavidir" deniyordu. Büyük önder Atatürk bunu Türkçeleştirdi ve "Bir üçgenin alanı, tabanıyla yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir" şekline çevirdi.
Ve büyük önder bunun için birde Geometri kitabı yazdı. Büyük önderin yaşamı sürekli savaş içinde geçmiştir. O, Gazi paşa olarak nasıl ülkeyi kurtarmış Atatürk olarakta art arda sıraladığı devrimleriyle ülkeyi aydınlatmıştır... Dostluk ve sevgi Aydınlıkta yaşar.