Kur'an-ı Kerim'in, ilk muhatabı olan Hz. Peygamber'e "Şüphesiz sen evrensel bir ahlak üzerindesin" ayeti, hem gerçek bir durumu açıklamakta, hem de ikinci muhatap olarak tüm inananları Peygamberin örnek kişiliğini izlemeye çağıran bir anlam taşımaktadır. Peygamberin bu ilâhî nitelemeye uygun olarak kendi işlevini ifade ettiği "Ben ancak evrensel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" sözleriyle hayatın her alanını kuşatan ve hedefi, insanlığı her yönden yüksek bir ahlaki olgunluğa kavuşturmak olan bir süreci ifade etmektedir. İman ve güzel ameller, ahlaki gelişim sürecinin ilk basamakları olarak, insanoğlunun bütün zihin ve beden eylemlerinin, sonuçta nereye varıp neyi, nasıl değiştirmek isteyeceğinin de göstergeleri olmaktadır. İman, eylem ve ahlak, birbirlerine tamamlayan ve birbirlerinden destek alarak insanı Rabbi katında bir üst mertebeye ulaştıran birleşik bir süreçtir. Bu birleşik süreci parçalayıp, öğelerini birbirinden bağımsız olarak gerçekleştirmeye çalışanlar, Allah'ın insan için istediği nihai ahlaki olgunluğa ulaşmaktan insanı daha da uzak kılacaktır. İman, ibadet ve ahlak olgularının, nasıl bir neden bağı ile birbirlerine bağlandığı ve sonuçta, insanın ahlaki olgunluğunu sağlayan tek bir birleşik sürece nasıl dönüştüğü bu kitapta ele alınan konulara Kur'an perspektifi ile bakılarak ortaya konmaktadır.
