Öykü yaşamdır. Bazen şaşırtır, bazen düşündürür, en çok da güldürür. Çünkü her öykü aslında biraz da bizleri anlatır... Öyküler hayatı fısıldar. Gerçekler ve hayaller el ele verip kimi zaman Galapagos kaplumbağaları kadar uzun yaşamayı arzulayan bir dedenin kimi zaman da apartman hayatına uyum sağlamaya çalışan bir Sivas Kangalının bedeninde vücut bulurlar...
Öğretmenlerinin verdiği tatil ödevinde, başlarından geçen bir olayı öykü haline getirmeleri istenen öğrenciler önce biraz şaşırırlar. Hangi konu üzerine yazacaklarına karar verir vermez ise bir anda kendilerini mizahın ve yaratıcılığın kucağında bulurlar. Neler yoktur ki çocukların düşlerinden kopup kitabımızın sayfalarına uzanan bu renkli öykü pınarında: kalabalık bir kuaför salonunu mesken tutan astronot teyzeler, ürettikleri teknolojiyi kullanmayıp taş devrinden kalma telefonlarla idare eden Özjapongiller, Yerli Malı Haftası'nı hamburgerle kutlayan uçarı veliler, beş yıldızlı bir tatil köyünün ritmine ayak uyduramayıp yorgunluktan bitap düşen iki kardeş, anne-babalarının bitmek bilmez borçlarını miras edinmek istemeyen dertli çocuklar... Üstelik hiçbiri bu hikâyelere konu olduklarının farkında bile değiller. Tıpkı bizler gibi...
Mizahsız bir hayatı şiirsiz bir dünyaya benzeten Pelin Güneş'in kaleminden süzülen bu keyifli öyküler, çocukların dünyasına dair bazı kemikleşmiş olumsuz alışkanlıkları gündeme taşıyarak, okurlarını eleştirel bir pencereden bakmaya ve hareketlerini sorgulamaya yönlendiriyor. Doğan Gençsoy'un mizahı elden bırakmayan çizimleriyle Pelin Güneş'in öykülerine enerji kattığı Beş Yıldızlı Ev'de, her biri hayatın içinden, hayat kadar gerçek toplam on beş öykü yer alıyor. Öykü yazma sırası şimdi de sizde! Kitaplardaki gibi bir hayat için al kalemi eline, koy dünyayı içine...