Çok özgün bir dil ve üslupla yazılmış, mizah dolu, ama gülümsetirken zihnimizde kekremsi bir tat bırakan, genel olarak Amerika'da -kamera açısını daralttığımızda ise- daha çok New York kenti ve Manhattan'da geçen öykülerin kurgusu orada yaşayan kültürlere, insanların arasındaki iletişim ve ilişkilere odaklanıyor, ancak kapsamı bütün bir -postmodern- insanlık. Bu yüzden bu doğma büyüme New Yorklu yazarı okurken, paylaştığımız çok şey buluyoruz satır aralarında: Yalnızlık, kuşaklar arası ve cinsiyetler arası iletişim, arkadaşlık, pop-kültür, cinsel tutkular .