Şükufe Nihal’in büyük bir hayranlık beslediği Milli Mücadele dönemi, destanlaşan sayısız kişisel hikayeyi bünyesinde barındıran bir kaynak niteliğindedir. Domaniç Dağlarının Yolcusu’nun bel kemiğini de yine böyle bir hikaye oluşturur. Hikayeye göre, Kurtuluş Savaşı sırasında İnegöl yakınlarında, Domaniç dağlarından inen bir köylü kadını, biricik oğlunun düşmana yol göstererek vatana ihanet ettiğini öğrenince silahını çekerek oğlunu öldürür. Yazar, bu etkileyici öyküden ve gözünde devleşen Anadolu kadınından bir iz bulmak üzere, olayın geçtiği yerlere araştırma yapmaya gider. Kitap, yazarın bu gezi sırasındaki duygu ve düşünceleriyle, yaşadığı hadiselerden oluşur...
Kitabı sıradan bir gezi kitabı olmaktan çıkaran en önemli şey, bir kadın duyarlılığının imbiğinden süzülmesidir. İlk satırlardan itibaren coşkulu, titiz, şiirsel ve zarif bir üslup okuru hemen sarmalar. Bunda Şükufe Nihal’in her şeyden önce bir şair olmasının payı büyük olsa gerek.