"Şampanya yudumlayışları arasında sürüp giden öpücükler, beyefendiye yetmiyor; Mücteba Bey ayrıca teşhirci bir tavır takınıyordu. Mesela delikanlılara genç kadın vücudunun lezzetlerinden söz açmaktaydı. Herkes, bütün erkekler bu lezzetten tatmalıydılar, değil mi ya? Rezil olmuştu Münevver. Ölmek istiyordu. Bir ara masadaki gümüş bıçakla, izzetinefsini ayaklar altında çiğneyen bu altmışlık şehvet azgının bıçaklamayı kurmuştu. ne var ki, delikanlıların en tıfılı boyuna kendisiyle konufşuyor, boyuna bir şeyler söylüyordu. Beyefendi Münevver'i açıkça yok saydığından, tıfıl delikanlıya da aldırdığı yoktu. Diğer ikisi, Matmazel Kiti'ye yaklaşmayı, kadın vücudunun lezzetlerinden tatmayı deniyorlar; gelgelelim bir türlü tam başarıya erişmeyorlardı. "Şairler şairi" şampanyasından fırsat buldukça öpüyor, minik minik ısırıyor, kokluyor, içine çekiyordu bar kızını."- KitaptanTürkiye'de yakın geçmişi gerçekten anlatan, hak ettiği gibi anlatan... yani bütün bir siyasal geçmişimizin, aslında yalnızca "saz caz düğün varyete"den ibaret olduğunu... o anlı şanlı siyasetçilerimizin de yalnızca birer opera generali gibi dışı cilalı içi kof mankenlerden ibaret olduğuinu apaçık gösteren... görmemizi de sağlayan bir roman... Edebiyatın ışığı, her zamanki gibi hayata yol gösteriyor.