"Kafeteryanın kanaryası, sanki onların arasındaki elektriği anlamış gibi en güzel ötüşüyle kulaklarını dolduruyordu ve kızın bakışları o kadar tatlıydı ki Tolga'nın aklına o an Aragon'un 'Öyle derin ki gözlerin, içmeye eğildim de...' diye başlayan 'Elsa'nın Gözleri' adlı şiiri geldi. Tolga kızın bu ani davranışı karşısında biraz sersemlemişti. Kızın güzel gözlerini bir süre seyretti ve sonunda dayanamadı, o da şaşırtıcı bir şekilde eğilip onu öptü. Dünya o an ikisinin de ayaklarının altından kayıp gitmiş gibiydi. İki rakip, hatta iki düşmanın amansız savaşı şimdi yerini aşka bırakmıştı." Hayat, her birinin önüne olmadık sürprizler çıkardı. Ve onlar, aldıkları kararların sonuçlarına bir ömür boyu katlanmak zorunda kaldılar. Elsa'nın Gözleri, aslında çoğumuzun lise sıralarında bir şekilde kıyısından köşesinden dokunduğu hikâyelerin bir toplamı... Bizler Elsa'nın Gözleri'nde gençlik hayallerimize dalarken belki de geriye dönük pek çok olayın kendi içimizde bir hesaplaşmasını yapıyor olacağız.