Klasikler, ölümsüz olmadıkları için değil sürekli okundukları için de değerlidir. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilik taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen ve hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya aday. Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Yeniden...
Nasreddin Hoca Anadolu bilgeliğiyle mizahı aynı kapta birleştirebihniş ender şahsiyetlerden. Gündelik durumların sıkıntılarına bulduğu tatlı çözümlerle hayatı sert yergilerden uzak, babacan bir hoşgörüyle değerlendirir. Bu tür halk filozofları, yüzyıllar boyu bütün dünya toplumları için yaşama sevinci ve gücü olmuştur. Halk edebiyatında, kendisine mal edilenler bir yana, doğrudan doğruya Hoca'ya ait 300 civarında fıkra vardır. Bu fıkralar 1857'den beri Avrupa dillerine de çevrilmekte. Nasreddin Hoca Fıkraları bir başka deyişle Letâif-i Hoca Nasreddin, Türk dili, edebiyatı ve tasavvuf alanlarında önemli bir yere sahip olan Veled Çelebi İzbudak tarafından titizlikle 1909'da yayımlanmış. Fıkralar Nasreddin Hoca'nın sağlığında başından geçmiş özel-kişisel olayların yine onun tarafından evrensel bir gözle yorumlanışları...