"Ertesi gün, elinde göz bağı ile geliyor Sevda'yı işkence odasına götüren işkenceci, Odada pek çok işkenceci var. Yine sorular başlıyor, yine Sevda da onların bekledikleri yanıt yok. Aynı işkenceleri tekrarlıyorlar: Elektrik, falaka, tekme, tokat, saçlarını yolluyorlar. Saçlarından havaya kaldırıp, yere bırakıyorlar. Her defasında saçlarının bir bölüğü ellerinde kalıyor. Elektrik verirken ayakta tutuyorlar, genç kız sarsıntılarla yere düşüyor, döverek tekrar kaldırıyorlar.
Sorular gibi Sevda'nın yanıtları da hiç değişmiyor. "
Yakın tarihimizdeki ekonomik örgütlenmelerin romanı.
Hanifi Öztürk, Karanlıkta kalmış pek çok ayrıntıyı gözler önüne seriyor. Yarınları Beklerken'i hatırlayarak ve hissederek okuyacaksınız.
