... Hepimiz ırmağa başımızı çevirip bir süre bakıyoruz. Ben bu ırmağın kıyısında doğmuş, gece-gündüz güçlü, boğuk, tekdüze uğultusunu dinleyerek büyümüştüm... Demek ki, bundan böyle elimde olta, kıyılarında dolaşamayacak, adalarına geçemeyecek, dallarına bir dokunuşta yemişleri dökülen ahududu, böğürtlen, frenküzümü, kuşkirazı, sırganak, siyeç çalılarının serinliklerine uzanıp yatamayacaktım!..