"Kendisine uygun güzellikteki bir kadına baktığında, onu kıskıvrak yakalayan o kadınla birleşmeyi erkeğe en yüce iyiymiş gibi gösteren o baş döndürücü çekicilik, o teşhir; türün belirgin bir biçimde vurulmuş damgasını fark edip, bunu o kadınla devam ettirmek isteyen duyusudur: Türün tipinin korunup sürdürülmesi güzelliğe olan bu ısrarlı eğilime dayanır: Bu nedenle de bu hayran edici çekicilik, o ölçüde büyük bir güçle etkili olur".
1788 doğumlu Alman filozof Arthur Schopenhauer'ın felsefesini oluşturan tıbbi deneyimlerin kaynağı kendi yaşamıydı. Henüz çok gençken, işleri iyi gitmeyen ve bunalıma giren babasının intiharıyla sarsıldı. Bir süre sonra da aklını yitiren babaannesini kaybetti. Hekimlikten çok, bilime duyduğu merak yüzünden1809'da tıp öğrencisi olarak üniversiteye girdi. 1810'da Kant felsefesiyle tanıştı. 1811-13 yılları arasında üç yıl boyunca Berlin Chartie'de (akıl hastanesi) akıl hastalarını inceleyip bir teori oluşturdu.