Sevgili Mustafa Balbay, bana şaka yollu "yazarımız" der. Beni yücelttiğinin ayrımındayım. İtalyan yazar Leonardo Sciascia "yazar olduğum için değil, yazı yazdığım için 'yazar' tanımını kullanıyorum" der. Ben de öyle. Yoksa o kadar uzağım ki o tanımdan... Kırk fırın ekmek yeter mi, bilmiyorum. Ve ardından Sciascia şunu ekler: "Kendimi başkalarına hakaret ve küçükseme boyutuna varabilecek suçlamaları yapacak kadar kahraman göremiyorum." Ben de öyle. Tüm yazdıklarım, Svevo'nun dediği gibi "kendimi anlamk içindir". İnsanın kendisini anlaması için de ilk ağızda kendisini sorgulaması gerek diye düşünüyorum. Ben bu kitaptaki yazılarımda onu yaptım ya da yapmaya çalıştım. Kendimi anladığımı sanıyorum ama toplumu anlamakta sorunlarım olduğunu saptadım. Toplumla aramda bir kopukluğun varlığını duyumsadım. Bu kopukluğu gidermek için kim kime gidecekti ki..
