"Bugün Karar Verdim: Ölüme karşı düşüncelerimi yazacağım, rasgele aklıma geldiği gibi, herhangi bir bağ kurmadan ve sıkı bir plana boyun eğmeden. Kalbimde ölümü zorlayan silahı bilemeden bu savaşın geçip gitmesine izin veremem. Bu silah acı verecek ve sinsi olacak, savaşa uygun olacak. Onu daha geniş bir zamanda, şakalarla ve cüretli tehditlerle atlatmak isterdim; ölümün yenilgisini bir maskeli balo gibi tasavvur ederdim; ve elli çeşit kıyafetle, bir sürü suikastçıyla ona yanaşmak isterdim. Günün peşpeşe zaferleriyle yetinmeyip o, sağdan soldan girişti bana. Havayı ve denizi görüyor, en küçük şey gibi en büyük şey de onun için tanıdık ve geçerli, her şeyin birden üstüne yürüyor, hiçbir şey için kendine zaman tanımıyor. Böylece, bana da zaman kalmıyor. Ben de elimden geldiği gibi yakalamalıyım onu ve nerde olursa olsun rasgele bir yere çivilemeliyim. Ona şimdi tabutlat hazırlayamam, bunları bir de hiç süsleyemem, en azından süslü olanları sert, parmaklıklı anıtmezarlara koyabilirim.
Pascal otuz dokuzuna kadar yaşadı, ben yakında otuz yediyim. Onun kaderiyle hesaplarsak benim temiz iki yılım daha var. Ne acele! O, Hıristiyanlığın savunması için düzensiz fikirler bıraktı arkasında. Bense, insanın ölüme karşı savunulması üzerine düşüncelemerimi toparlamak istiyorum. Eğer günün birinde olacaksa -demek ki olacak- kesinlikle olacaksa, o zaman elimde sarı kurşunkalemle ölümle yazdığım tehditkâr bir sözcüğün başında ölmek isterim." Elias Canetti