"Bütün toplumlarda dilin bir zenginleşme ve evrenselleşme süreci yaşadığı, bunun da okuryazarlık düzeyini etkilediği bilinir. Siyaset, teknoloji ve ekonomi alanlarında olduğu gibi bilim konusundaki yenileşmeler de bunda önlenemez şekilde yönlendiricidir.
Deve sırtında dört ayda aştığı alanı at ile on beş günde geçenlerin, bu süreç otomobil ya da uçakla birkaç saate indirilince etkilenmemesi mümkün değildi. 13. yüzyılda tek resmi dil kabul edilen Türkçenin, başta Avrupa'nınkiler olmak üzere bütün komşu dilleri etkilemesi doğaldı. Kutsal dil sayılan Arapçanın ikiyüzde bir okuryazar üretmesine karşılık bizde yüzde sekiz-ona erişilmişti. Sonra o da çağdaşlaşmanın zirvesine oturan Fransızcadan etkilendi ve Osmanlıca diye anılır oldu.
21. yüzyılda Fransızcayı da İngilizce aştı. Ama ikisi de fazla dayanamadı, bugün Amerikancanın etkileyişi ile mücadele içindeler.
Şimdi biz de bilgisayar teknikleri çerçevesinde çocuklarımızın yetişmesini izliyoruz..."