O genç bir subay olarak Doğu ve Güneydoğu´da sıcak çatışmaların içinde bulunmuş ölümle burun buruna gelmişti. Ülkesinin en ücra köşelerinde "önce insan" sağduyusuyla hareket etmişti. Onun için Türkiye'nin geleceği her türlümakam ve mevkinin üstündeydi.
Başarılı, gelecek vaat eden, Silahlı Kuvvetler'de derece ve takdir toplayan bir subaydı. Onu Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı´na uygun görmüşlerdi. O da Cudi'de Gabar'da ne yaptıysa aynı anlayışla işine sarıldı. Bir gün, "küçücük bir kaset" geçti eline. Bu kaset çok şey söylüyordu. Hemen gerekli hazırlıklara komutanlarının da bilgisi ve yönlendirmesiyle başladı.