"Az veya yanlış bilinen tarihimizin dönemlerini veya kurumlarını ele almış yazar. Hunlar, Tabgaçlar, Siyenpiler ve diğer boyluklar dönemimizle ancak o sahalarda uzman olanlar ilgilenirler; fakat köklerimiz oralarda yatmaktadır. Onları iyi analiz edebilirsek, tarihi akışımızı ve bugünkü durumumuzu yeterince idrak edebiliriz. İnsan, Tektaş'ın çalışmasına bakınca, idealizmine gıpta ediyor. Alıcısı pek bulunmayacak dönemleri didik didik etmek için yıllarını vermek, onları yayımlamak herkesin yapacağı iş değildir." -Mehmet Niyazi-
Onuncu asrın başlarında İslâmiyet hakkında bilgi sahibi olmaya başlayan Oğuzlar biraz daha bekleyeceklerdi. Bu asrın sonlarına doğru din değiştirme işi canlılık kazandı. Yarım asır geçmeden hızlanan İslâmlaşma kısa zaman içinde, neredeyse bütün Oğuzları kapsadı. Bu meyanda yeni bir isim doğdu. "Türkmen." Araplar, Müslüman olan Türklere bu ismi taktılar. Diğerleri sadece Türk iken, Türkmen kelimesi Müslüman olan Türkleri işaret ediyordu. Anadolu'ya gelen Oğuzların tamamı Müslüman idi. Zaten o tarihlerde, Müslüman olmayan Türkleri bekleyen akıbet kaybolmaktı.
Türkleri diğer milletlerden ayıran en önemli özellik, bilinen bütün dünya toprağını yurt olarak kabul etmeleridir. Bu nedenle, elinizdeki eserde farklı coğrafyalarda kurulmuş birçok Türk devletinin tarihini göreceksiniz.