Yıldızlara yazılmış bir Aşk... Antik Yunan'da başlayan bir Kan davası... Tanrıların bile yok edemeyeceği bir Lanet...
Helen Hamilton on altı yaşına dek farklı biri olduğunu herkesten gizlemişti. Gözlerden ırak küçük Nantucket Adası'nda bunu başarmak kolay bir iş değildi ve gün geçtikçe de zorlaşıyordu. Geceleri, çölde umutsuzca dolaştığını gördüğü kâbuslardan susuzluktan yanarak uyandığında, çarşafları kum ve tozla kirlenmiş buluyor, üç yaşlı kadının kanlı gözyaşları döktüğü halüsinasyonlar ise hiçbir yerde peşini bırakmıyordu.
Yolları ilk kez Lucas Delos'la kesiştiğinde, ne kaderin tüm tarih boyunca ısrarla tekrar ettiği büyük bir trajedide başrolü oynayacaklarından haberi vardı ne de bazı mitlerin sadece efsaneden ibaret olmadıklarından. Bundan sonra ne yapması gerektiğini ve kendisini Lucas'la bir araya getiren kaderi yıkmaya çalışan yarı tanrısal güçlerle nasıl baş edeceğini çok iyi biliyordu. Çünkü o tanrıların soyundandı ve bu dünyada yalnız değildi.