"Demir Perde"nin yıkılıp Soğuk Savaş'ın son bulmasını izleyen küreselleşme döneminde, dünya bir "kültür dönemeci"ne girdi. Toplumsal, ekonomik, siyasal hayat ve düşünce giderek kültüre tercüme edildi. Modern zaman ve mekân, tarih ve coğrafya, ruh ve bilinç; bütün bunları kuran mitler ve metafizik geride kalıyor, modernlik sonrası bir çağa geçiliyordu: endüstri ve Fordizm sonrası; tarih ve ideoloji, komünizm ve kolonyalizm sonrası; hatta modern öznenin parçalanmasıyla birlikte, insan sonrası. İşte bu sonraki "post" zamanlar, artık kültürün biteviye şimdiki zamanını ya da çağdaşlığını ifade ediyor.
Kültüralizm önemli ölçüde sanatın seferber edilmesi sayesinde örgütleniyor. Bunun için de bilgi nasıl enformasyona çevrildiyse, sanat da önce bir iletişim diline, bir "anlam makinesi"ne indirgeniyor, ondan sonra da şirketlerin "kurumsal kültür"üne eklemlenmiş olan sanat yönetimlerinin, artokrasinin denetimine veriliyor. Estetik, modernizmle kazandığı özerkliğinden arındırılarak işlevselleştiriliyor. Guattari günümüzde kitle imha silahlarının yerini iletişim silahlarının aldığını söylüyor. Sanatın sembolik gücü de bir iletişim silahına dönüştürülmeye zorlanıyor, ama o buna direniyor.